23 Ocak 2009 Cuma

Ruhunuz şad olsun ..


Düşünüyorum,aklıma takılıyor epeydir.Birkaç gün önce kaybettim arkadaşımı,13yaşındaki oğlunu,9 yaşındaki yeğenini o elim trafik kazasında.Freni patlayan kamyon canice trafiğe daldığında tek suçu kırmızı ışıkta beklemek olan Berrin'in aracı 500 m. sürüklenerek tanınmaz hale geldi.Berrin hala komada.Gülnaz'ı,Tumaç'ı ve Kağan'ı ne yazık ki kaybettik.Bir gün önce sarılıp seni çok özledim,görüşelim demiştim oysa. Kazadan yarım saat önce onları evinde ağırlayan Hasibe'nin acısını hiçbirşey dindirmiyor.İçim çok acıyor.

Düşünüyorum epeydir.Hayatı ertelememek,kimseyi kırmamak,aldığımız nefesin kıymetini bilmek için bunları mı yaşamamız gerek?Acıyı yaşamak gerek,baskılamadan,sahiplenerek hem de.O gün katılamadığım arkadaş toplantısında bulunabilseydim Berrin'le eve dönüyor olacaktım.İçim ürperiyor düşündükçe.En son eski şirketimde 18 yaşındaki güzeller güzeli Aylin'i yine trafik kazasında kaybettiğimizde bu kadar derinden hissettim acıyı.Her şey insanlar için biliyorum.

O günden beri daha dikkatliyim yaşama dair.Küçük şeyleri dert etmiyorum.Bir var,bir yokuz işte.Farkettiklerimi uyarıyorum.Değmez kırmaya.Düşün ki bugün kırdıklarını yarın yitirebilir,yaşananların vicdan azabını duyabilirsin.Çok ağır..Farkettim ki bakış açısını değiştirdiğinizde hayat gerçekten daha keyifli,daha katlanılabilir bir hal alıyor.Uzakdoğu felsefesinde vardır ya..''AFFETTİM' , ''KABULLENDİM'' demek, sadece söylemek değil,bunu gerçekten hissetmek çok şey katıyor insana.

Okula gelen psikologla konuştuk epey.Çocuklar sınıf arkadaşlarını kaybetmenin acısını küçücük yüreklerinde taşımaya çalışıyorlar.Üstünü örtmeyin,yok saymayın,ertelemeyin dedi uzman..Bırakın yaşasınlar.Acı hayatımızın her döneminde olacak.
Kişisel gelişim eğitimlerinde ekibimle paylaştıklarım başlarda çok kalıp, biraz dayatma gibi gelirdi bana.Dışardaki hayat böyle değil.Uygulamak zor aslında diye düşünürdüm.Denek belirledim kendimi.Hiç de zor değil ve aslında hayatı ne kadar kolaylaştırıyor.

Olumsuz ifadeleri olumluya çevirmeye çalışmak,iletişimin temeline özsaygıyı,empati kurmayı,dinlemeyi,göz temasını ve gülümsemeyi yerleştirmek aslında ne kadar kolay.. Ekibimle paylaşıyorum.Bu değerleri tüm yaşantınıza yayın.Göreceksiniz herşey daha farklı olacak..

Aşkı yakalayamadığım için hayıflandığım zamanlar için gülüyorum şimdi.Aslında sadece istemek ve gerçekleşmesini beklemek sükunetle tek anahtarmış.O seni zaten bulurmuş:)

Ve aslında ne kadar körmüşüm çevremdeki nice aşkı göremediğim için.Farkettim ki bir bir çiçeğin üzerinde gördüğüm kelebek,kızımın keyifle attığı kahkahalar,sabah gözlerimi yeni bir güne açabilmem,bana sevgiyle bakan,kimi zaman benim için endişelenen,moralsiz olduğumu sesimden anlayan dostlara sahip olmam,para kazanabildiğim bir işimin olması,kendimi kısıtlamama gerek bırakmayacak kadar sağlıklı olmam,akşam kapısını açabileceğim bir evimin olması meğer ne büyük nimetmiş..Farkettiniz mi bu liste sonsuza dek uzar,gider.

Artık mutsuzum dediğim zamanları çok daralttım..eminim pek yakında adı bile geçmeyecek.Biliyorum ki acı,tatlı herşey insan denen varlık için.
Artık daha sıkı sarılıyorum dostlarıma hayatıma kattıkları anlam için.Daha çok teşekkür ediyorum.Daha çok 'SENİ SEVİYORUM' diyorum.Daha çok şükrediyorum varlığım için Tanrı'ya..

Dedim ya bir süre önce bu söylemleri ütopik bulurdum.Hayat böyle bişey değil.Teorik yaşayamayız.Pratikte uygulamak çok zor derdim..Uygulamaya başlayabildiğimi görmek bile ( belki insanlık için küçük bir adım ama :))benim için kocaman bir adım..

Hayatı paylaşıyorum ve sizi seviyorum :)))

0 dedim gitti diyen..:

YASAL UYARI

Bu blogtaki yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilmeden kopyalanması,yayınlanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanununa aykırıdır ve suç unsuru oluşturur.