26 Şubat 2009 Perşembe

istemiyorum...


konuşabilirdim elbet.konuşmadım.sadece dinledim.sonu gelmeyecek bir tartışmaya daha girmek istemedim.gözlerine bile bakamadım sen konuşurken.bakmak istemedim.o anda içimde kopan fırtınayı da anladığına eminim.yine o başöğretmen edası.bir elinde cetvelin eksik.sığındığım limanım olacaktın oysa.yanındayken neden huzurlu olamıyorum? umursamazlıktı oysa olmasını istemediğimiz.sürüklediğinin farkında değil misin?yine biriktirdiklerin döküldü ceplerinden.canımı acıttığının farkında değil misin?bir kağıtta önümde duruyor şimdi artılar,eksiler..kör olmak gerek gri gökyüzünü görememek için.pardon bir de renk körü (sana özel).kelimelerimi hep mutlu etmek için kullanmaya gayret ediyorum.bana sarfedilenlerin de hoyratça kullanılmaması,hoş tınılarının olması tercihim.beni hiç dinlemediğinin farkında değil misin?alıp başımı gitmek istiyorum bir süre dedim.ne anladın?

...................

bir tatlı huzur almaya geldim..içime dönmek,kendimi sorgulamak,birilerini sorgulamak değil niyetim.kendimi önemsiyorum ve biraz dinlenmek istiyorum.

..................

22 Şubat 2009 Pazar

sarıl bana ruhum..


zaman kavramımı yitireli epey oldu.insanlar hafta sonlarını nasıl değerlendirip, neler yaparlar bilmem yıllardır hafta sonları çalıştığımdan dolayı.sıkıcı bir pazar daha işte.dışarda burnunu,kulağını kızartan bir soğuk,sigara içimliği dışarı attığımda kendimi.epeydir yazamıyorum,yazmıyorum.yine döndüm içime galiba.yine iç hesaplaşmalarımla başbaşayım çokça.çikolata yeme diyen adama inat mı elimdeki çikolata :)) hayatım boyunca yaptım ben bunu galiba.yasaklar hep cazip geldi bana.üzerimde baskı hissetmek beni daha çok savunma haline itiyor sanki.asosyal olmaya başladım gibi.kendimle ilgilenmek adına kitap okumalarıma geri döndüm neyse ki.delüm de getirdi bana kitap.aşkyuvarları bitireyim de hele.
gözlerinde hüzün var dedi geçen gün arkadaşım.ne ola ki..hiç sevmediğim ruh halimdir oysa ki..gerginsin diyor delü de..eee o niye piki..bilirim de demem di mi..ahh be canım attın tuttun sanki pozitif ol deyu deyuu:))düştün mü dilime..

sevgi arsızıyım ben onu çok iyi biliyorum.mırnav mırnav severim,sevilmek isterim. dokunmak kadar,hissetmek kadar,tenin uyumu,elektriği kadar ne mutluluk verir ki bana bu durumda.gelgitlerim de olmasa bu kadar yorulmayacak sanırım ruhum.hoyrat kullanıyorum biliyorum,farkındayım bir de işin kötüsü.herkesi mutlu edemem ki.kelimeler bile ağır geliyor bazen bana.konuşmak istemiyorum.gözümü bir noktaya dikip transa geçmek,boyut değiştirmek istiyorum.kanatlanıp uçmak,istediğim zaman istemediğim ortamlardan buhar olup kaybolmak istiyorum.yeniden şekillenmek,hayatımı elime renkli kalemler alıp şekillendirmek,çizmek istiyorum.olmak istediğim zamanda mıyım,yerde miyim düşünmek istemiyorum.sahil kasabama gidip bahçemi ekmek,dikmek, biçmek köpeklerimle vakit geçirmek istiyorum.görevim bitti.elimden geleni yaptım herkes için.sıra bende demek istiyorum.sırtımdaki küfenin ağırlığını yeni mi hissediyorum?

delümün beni uzman psikologlara taş çıkartan tekniklerle konuşturduğu günü hatırlıyorum.nasıl da çıplak hissettim kendimi.eksik bişeyler var demişti. tamamlanmayan parçalar.anlatmadıkların.tamam bir sen var senden içeri..yüzleş onunla. at içindekileri.Tanrım ne çok biriktirmişim.ne çok büyümüş içimde sustukça söyleyemediklerim.talihsiz mi gerçekten çocukluğum,kabus muydu evliliğim,çok mu zor geçiyor farketmeden hayatım? anlattıkça rahatlar mıymış insan..yok..rahatlamadım. savunmasız hissettim daha çok kendimi.kalkanları kırılmış,surları yıkılmış.. ruhum çıplak sanki..offf çok sıkıldım ben bu melankolik durumdan..hızlı yürümek de yetmiyor kaçmak için..bu hafta sonları bana yaramıyor.daha çok çalışmam gerek sanırım...ancak böyle dağıtabiliyorum ben kafamı..bırak elinden çikolatanı bunalım Naciyee :)) ve soruyor beynimdeki nöronlar yine..bu işlemi yapmak istediğinizden emin misiniz? eveeettt...siliniz.

ah be canım ve sanırım deliriyorum..

5 Şubat 2009 Perşembe

korkarım....

Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla,
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla,
Ama;
''Günün aydın, akşamın iyi olsun'' diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda
Yoksa zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama ''Çaya kaç şeker alırsın?''
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...

CAN YÜCEL

4 Şubat 2009 Çarşamba

alıştım be canım..

18 yıldır iş hayatının içindeyim.öğrencilik yıllarımdan beri.part time çalışarak başlamıştım para kazanmaya.ilk işyerim kurumsal bir firmaydı yine.14 yıl çalıştım orda.ilk iş görüşmelerimden sonra insan kaynakları müdürü 'ekibimize hoşgeldiniz, burası okul gibidir.eminim burda büyüyüp,olgunlaşacaksınız.iş hayatını öğreneceksiniz ve insan sarrafı olacaksınız.kazancınızı ilerleyen zamanlarda göreceksiniz'demişti.Arif Bey'cim sevgiyle anarım hala.ne şanslıyım ki çalıştığım iki firma da kurumsal ve profesyonel firmalar.bu süre içinde gerçekten kendimi çok geliştirdim ve büyüdüm.çok izlerim,gözlemlerin insanları.beden dili öylesine kolay ele verir ki kişiliğini,saklamak mümkün olamaz kendini.dostlarımın iş hayatı tecrübeleri de çok ilgimi çeker insan ilişkileri adına.ailemizden çok birbirimizi gördüğümüz iş arkadaşlarımız,keza yöneticilerle yaşanılan huzursuzlukla gün geçmek bilmez,ne fenaaaaa...

biriktirdiğim insan manzaralarından sonra;insan ilişkilerinin, iletişimin zorluğu,iletişimin gerçekten bir sanat olduğu ve yaşam tarzınızla kesinlikle ilintili olduğuna keskinlikle inandım.iyi bir oyuncu değilseniz eğer hayata nasıl bakıyor,nasıl yaşıyorsanız bunu öyle yansıtıyorsunuz.yönetici terörü dediğimiz kavram da tam da bu noktada baş gösteriyor.hayatında huzursuzluk ve hazımsızlıkla başedemeyip egolarına yenik düşen ve üst düzey yönetici olanlar bulundukları konumu tatmin ve deşarj olmak için kullanmak da pek rahat mümkün olabiliyor.

Çok severim şu cümleyi:'Bu kapıdan sahneye çıkıyorsun,gülümse'..Zordur aslında. yüzünde sahte değil doğal gülümsemeyle işe devam etmek tamamen kafandaki olumsuzluklardan uzaklaşmakla,aslında bir şekilde oynamakla mümkün olabiliyor. genelde bayan çalışanlar daha hassas,kırılgan,sıkışınca da ağlayan,regl döneminde çekilmez olan,duygusal,zayıf,ağlak tipler gibi görülebildiğinden erkek egemen bir yönetici kadrosuyla çalışmak zorunda da kalabilirsiniz.bir çok çalışan bayan arkadaşım işyerlerinde bu durumların alay konusu olabildiğini,kendilerini aşağılanmış hissettiklerini söylüyorlar.ah be canım suç onlarda değil sizde.. çalışıyorsun,üretime katkıda bulunuyorsun,kendini bu durumda savunamıyorsun öyle mi? yok be canım..

büyüdüm,demlendim,sindirdim a canım..karşımda ne kadar sinirli,anlaşılmaz,gergin, egosu şişkin,şımarık,vs vs vs...kim olursa olsun,yönetici,müşteri..kesinlikle güleryüz ve olumlu beden dili,çözüm odaklı olmak,olumlu düşünüp yansıtmak.şiddetle tavsiye ediyorum.daha az yıpranıyorum.karşı tarafa da yansıması ve geri dönüşü daha katlanılır olabiliyor.wallahi bak..test edilip onaylanmıştır.yeminlen baakk :)))

çalışalım,üretelim,azıcık tüketelim,kazanalım,kazandıralım,maneviyata değer verelim..
sevelim,sevilelim,allam biri beni durdursun canım..sevgi kelebeği mi olcem nedir ?

1 Şubat 2009 Pazar

yorumsuzlar..


YASAL UYARI

Bu blogtaki yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilmeden kopyalanması,yayınlanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanununa aykırıdır ve suç unsuru oluşturur.