13 Ekim 2009 Salı

tevazunun kime faydası olmuş bilen beri gelsin....


artık böyle mi bilmiyorum ama ebeveyn denen kitlenin bizim kuşağın çocuklarını neden alçakgönüllü,saygılı, pek bi muteber yetiştirdiklerini anlamış değilim..babam tam bir görev adamıydı mesela.. herkese ama herkese saygı göstermemizi isterdi..bu sebepten azarlardı da hep oluır olmaz yerde.. akrabaya hele bağlılık anlaşılmaz boyutlardaydı..hala da öyle ..anlamış değilim.. oysa herkes kendi derdinde,hayatında.. herkes kendi çıkarları peşinde, ona buna omuz atıp geçerken,ki buna pekl saygıdeğer akrabalarım da dahil.. ee benim saygı duruşum niyee..

91 den beri iş hayatındayım.. tecrübeyle sabittir.. ne kadar uyanık, ne kadar iş bitirici (ki bu işi bitirirken sonunda başarı ve dolayısıyla ödül varsa her yol mübahtır), ne kadar bencil,umarsız ve ataksan o kadar çok yol alıyorsun.. sonuçta yaptığın işi ,kullandığın yöntem ne olursa olsun bitirip,bi de üstüne allayıp pullayıp iyi pazarlayabiliyorsan başarılısın.. kendini pazarlayabilmek de dahil buna..

sen yırtın dur orda ekibimle yaptım,takım arkadaşlarımla
başardım, başarı hepimizin... tırı vırı tırı vırı..yok yaa ..bak yanında oluşan toz bulutunu gördün müü... nanik yapıyolar sana onu da gördün müü... sonra da performans değerlendirmelerinde yırt kendini başkalarının altına imzasını attığı,ama başından sonuna senin kotarıp başardığın projeleri sahiplenmeye çalış.. canım geçmiş olsun..

yani babacım..yanlış öğretiler bunlar.. çocuklarınıza iyi bir üniversite öğrenimi sağlayabilirsiniz..ama çantasına hayatı boyunca kullanacağı kişisel özellikleri de koyamıyorsanız, şu iğrenç kapitalist düzenin dişlileri arasında orasını burasını kaptırmamaya çalışarak, ayakta kalmaya çalışır durur.

haa hayat çok mu kolay.. sen çok mu kolay yaşadın babacım,anacuumm.. yok demem o değil tabi kii.. hiçbirimiz ağzımızda gümüş kaşıkla doğmadık..ama ama ama bak görüyosun be babacım..olmuyo işte tevazuyla, olmuyo saygıyla,alçakgönüllülükle... hep bir adım öne çıkıp BEN demen gerekiyor artık.. hep kollarını iki yana açıp geçmeye çalışanı engellemen gerekiyor artık.. hep sana omuz atana yumruk indirmen gerekiyor artık..

Kim ben mii... ah be babacım.. yapabilsem sana dert yanar mıydım hiç böyle..ama deniyorum valla.. ama kibarca.. 'PARDON SİZE AZ SONRA BİR OMUZ ATICAM. AMA İNANIN İSTEYEREK DEĞİL..MAALESEF DÜZEN BÖYLE.. AMA CANINIZ ACIRSA LÜTFEN SÖYLEYİN.. BİR DAHAKİNİN ŞİDDETİNİ ELİMDEN GELDİĞİNCE AYARLAMAYA ÇALIŞIRIM..!'

haahhhaaa... ay ben bile çok güldüm kendime...

4 dedim gitti diyen..:

beenmaya dedi ki...

insan olmak, insan kalmak çabası yoruyor en çok bizleri. çünkü yaşamak istiyorsan insanlıktan uzaklaşman gerek ne yazık ki...

ayşegül dedi ki...

ah mayam..nasıl bir düzen..

Avram dedi ki...

Karşı kaldırıma geçeceksin , orada bir bank var;oturacaksın.Denize bakacaksın;martılara bakacaksın...Sesini duyamadığın ama görünmez hızı ile ilerleyen gemilere , beyaz ile mavinin karıştığı kış ise griyi de içine alan bulutlara...Birileri koşuyor mu?.Neee bir de omuz mu atıyorlar birbirlerine?.Bana değil , ben banktayım.Dün , Ankara'dan gelen arkadaşımı Alsancak'a doğru götürürken -Mutlu musun İzmir'e dönmekten diye sordu.Durdum bir an , mutlu muyum diye kendime sordum ; denizi gördüm gülümsedim.Evet dedim.Bak , bu var mı Ankara'da diye denizi gösterdim.Bu var ya bu , hiçbir şeyi takmamamı sağlıyor dedim.Koşan , omuz atan ,iten ,çekiştiren kim varsa , bil ki denizini yitirmiştir.(Çok mu uzun oldu ne)

ayşegül dedi ki...

@KİNŞASA,denizimi yitirmemek adına, omuz savaşlarının olduğu ortamı terkettim.Nasıl ama :)))

YASAL UYARI

Bu blogtaki yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilmeden kopyalanması,yayınlanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanununa aykırıdır ve suç unsuru oluşturur.