2 Ağustos 2019 Cuma

Sabahın bir körü..Uyku tutmadı.Yarın sabah anneciğimin mezarına gideceğim çok sevdiği rengarenk çiçekleri ekmeye.Çok severdi çiçekleri.Bir ömür tükettiği bodrum katındaki iki odalı güneş görmeyen evinde çırpınır dururdu onları yaşatmak,canlı tutmak için.Her solan çiçek hüzne boğardı onu.En son, pencere pervazında bir parmak boyunda minnacık saksılarda kaktüs büyütmeye başlamıştı.Güneş olmadan da yaşayabiliyordu.Belki birgün çiçek de açarlardı.

Ruhlarımız,bedenlenmeden yaptığı anlaşmalarla kabulde ve unutarak geliyor dünyaya.Onbeşinde çocuk gelin olmayı seçmişti ruhu.İki odalı,her odası rutubetten dökülen bir evde beş çocuk annesi olmayı seçti.Tekamülü için zorlu sınavları kalbini çok yıprattı.Altmış yaşında kırıklar dolu kalbiyle sınav yerinden ayrıldı.Yaşı bile belirsiz aslında.Doğduğu köyde ona yeni kimlik çıkarılmamış, tahminine göre 10-11 yaşlarında olan ablası bir hastalıktan vefat ettiğinde,onun kimliği anneme geçmiş.Belki de bu yüzden,yaşamı baştan sona 'ben varım' haykırışıydı.

Bir kadın düşünün.Hiç okul yüzü görmemiş.Çocukları okula başlayıp ona dersleriyle ilgili soru sormaya başlayınca kendini eksik hissetmiş ve okuma yazma öğrenmiş.Evine temizliğe gittiği fransız kadından ona dil öğretmesini istemiş.Kuran okumak için arapça öğrenmiş.Yemek kitaplarından şahane yemek yapmayı öğrenmiş.Hayal gücünü ve el becerisini kullanarak benzersiz el işleri yapmaya başlamış.Hiç 'hayır' diyememiş.Kendisi dışında herkesi hatırlamış, düşünmüş,taşımış, hayatlarını kolaylaştırmış,sevmiş,öğretmiş, gözetmiş, bakmış...Uzar gider bu liste.Çok önemli burası 'kendisi dışında herkesi'.



Yaşım 46 oldu.Geriye dönüp baktığımda ne çok yargılama,yadırgama,reddetme deneyimlemişim.Ve evrenin kesin kuralı: 'yargıladığını,yadırgadığını,reddettiğini yaşamadan,deneyimlemeden ölmeyeceksin'. Hayatımın en zorlu zamanları,ben bunları neden yaşıyorum diyerek isyanda ve kurban rolünde olduğum dönemlerdi.Çember böyle kapanıyor işte.Asla yapmam dediklerini yaptığın, yaşam tarzı,karakteri sana uymadığı için eleştirip dışladığın insanların hayatını birebir yaşadığın,parmağını sallayıp,gözlerini devirip,öfkeyle yargıladığın davranışları birebir yaptığın zaman çember kapanıyor.Görev; tam da burada,bunu farkedip,kabule geçip,bu deneyimden özgürleşmeyi seçtiğinde bitiyor. Sen hala kurban rolünde ve isyana devam ettiğin sürece,bunu anlayıp kafana dank edene kadar, şiddeti belki de artarak yine yine yine yaşıyorsun.

Ruhumuz insan olmayı deneyimlemeye geliyor dünyaya.Öğrenerek,özümüzü hatırlayarak tekamül ediyoruz.Tek kurtuluşumuz SEVGİ.Tekamülün tek yolu koşulsuz sevgi.

Evren kocaman bir sihirli küre bana göre.Koşulsuz sevgiyle,işbirliği içinde, farkında olarak yaşadıkça sonsuz,sınırsız seçenekler sunuyor sana.Hepsi senin hayrına.Alıp,kabul etmek,seçimlerini yaşamak da sana sunulan bir lüks.Burası da çok önemli: SEÇİMLERİMİZİ YAŞIYORUZ.. Dışarda hiçbirşey yok.Herşey üç boyutlu bir illüzyon.Yaşadığın her ne ise,suçlamak yerine,mağduru oynamak yerine, 'bunu neden yaşıyorum? Burda öğrenmem,farketmem gereken nedir gibi sorularla kendine döndüğünde başlıyor evrenin mucizeleri.

Benim hayatımın kırılma noktası  anneciğimi kaybetmem oldu.Tarifsiz bir acı. Bayramın birinci günü neşeyle,coşkuyla paylaşılan sofra,akşamına sevgiyle vedalaşma,bir sonraki sabah cansız bedenine sarılma.Bu acının tarifi yok. Aylar,yıllar süren keşkeler,pişmanlıklar,hesaplaşmalar,isyanlar, sorgulamalar.. 
Bu acının tarifi yok...😔

Hepimiz eşsiz ve sonsuz ruhlarız.Bizden bir tane daha yok.Aslolan dünyaya geliş amacımızı sorgulamak,bulmak ve yerine getirmek.Nedir amaç? İnsan olma deneyimiyle ruhlarımızın tekamülü..Anneciğimin kaybıyla,isyanla geçen dönemden sonra başladı sorgulamalarım.Onlarca kitap okudum,yoga, meditasyon, hipnoz,reiki,access,thetahealing,regresyon ve sayamayacağım onlarca ruhsal çalışmaya katıldım.Yetinmedim eğitimlerini aldım.Hikayedeki; tüm dünyayı dolaşıp hazineyi arayan,sonunda evinin arka bahçesinde bulan gibi aslında herşeyin özümde saklı olduğunu gördüm.Ruhumuz bilge. Arınarak,bırakarak,affederek,kabule geçerek,koşulsuz sevgide kalarak öze ulaşmak ve sadece hatırlamak...Unutarak bedenlendiğimizi bilerek hatırlamak..

Beden deneyimini sonlandırıp sonsuzluğa geri dönen ruh,geride kalanlara da öğreterek gidiyor.Yaşarken de,kaybettikten sonra da anneciğim hakkında hep şu replik duyuldu her yerde : SENİN ANNEN BİR MELEKTİ YAVRUM..


Melek annemin kaderini ve ruhunu sevgiyle onurlandırıyorum.
Kaderinin ve ruhunun önünde saygıyla eğiliyorum.
İyi ki ruhlarımız sözleşmiş,iyi ki annem olmuşsun,iyi ki kızın olmuşum.
Yaşarken de,gittikten sonra da bana öğrettiğin herşey için minnettarım....

💚   SENİ SEVİYORUM.... BİZ'İ SEVİYORUM...  💚

0 dedim gitti diyen..:

YASAL UYARI

Bu blogtaki yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilmeden kopyalanması,yayınlanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanununa aykırıdır ve suç unsuru oluşturur.