11 Eylül 2009 Cuma

eey aşk..geldiysen masaya üç kere vuuurrr !!


'Kuzucuumm' deyip deyip sevdi adam sevgilisini hep. Küçük bir kız çocuğunu şımartır gibi şımarttı hep onu. 'Ellerin ne güzel senin, burnun ne güzel'. 'Sen ne güzelsin'. Hep gülümsedi sevgilisi ona. Hep yanında olsun,saçlarını hep okşasın istedi. Birlikteyken zaman dursun, hiç geçmesin. İlk karşılaşmalarında nasıl duracak gibi olduysa kalbi, o heyecan hiç bitmesin. Sen gerçek misin gerçekten.. Biter mi peki günün birinde bu masal..

Kadın o kadar meşguldü ki hayatla, o kadar gömmüştü ki kafasını kuma, o kadar kapatmıştı ki kendini insanlara, unutmuştu gökyüzüne bakmayı, unutmuştu çoktan yaşama dair bir çok şeyi..

'Kaldır başını güzel kadınım' dedi adam ona. 'Ben sana mecburum'.. 'Bırak uçuşsun saçların rüzgarda, bırak ellerini bana, bırak koklayayım saçlarını. 'kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi, kaç kişi güzelliğini sevdi, belki gerçek aşkla belki değil, ama bir tek kişi sevdi seni.. bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi..'

Ben hiç aşık olmadım dedi kadın. 'şimdi ben seni sırtıma alsam koşsak koşsak bu gece, sonra yere düşsek çimenlerin üstüne, gökyüzünde de binlerce yıldız olsa, biraz serin olsa üşüsek, öpsem seni, olursun sanırım, ben de olurum..'

" yaşam, yüksek anlamlılık yüklü ender tek anlardan ve bu anların olsa olsa gölge görüntülerinin çevremizde gezindiği sayısız anlardan oluşur. sevgi bahar her güzel ezgi dağlar ay deniz her güzel herşey ancak tek bir kez tam yürekten dilegelir:bir biçimde, söze tam olarak hiç gelebilirse.çünkü bir çok insan bu anları hiç yaşamaz; onlar gerçek yaşam senfonisinin araları ve duruşlarıdır.."

'Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazılar seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedimki 'söz ver kendine'
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki,
Son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım...'

İlk kez yaşadığı, ilk kez hissettiği bişeyin peşinden gidiyor şimdi kadın.. Gözleri tamamen kapalı. El yordamıyla.. Ama varlığını ta içinde hissederek..

5 dedim gitti diyen..:

beenmaya dedi ki...

Bir telefon ahizesine saplanıp kalmış gibiyim. Sesimin erişemediği, elimin yetişemediği mesafeler dokuyorum. Bütün sözler tuzak, bütün yollar el kapısı. Salsam seni tam yüreğimin orta yerinden şimdi, ellerimle süsleyip püslesem, adını fısıldasam kulağına, varıp da gidebilir misin?

Hiç görmediğim gözlerin yalancısıyım ben aslında. İsimsiz kahramanlar gibi. Meydan okumaya çalıştıkça boyun eğiyorum. Bavulumu almadan adressiz bir yolculuğa çıkmış gibiyim. Adımın geçtiği yerlere adım atamamak benimkisi...

Oysa kaç kez yoktan var ettim seni biliyor musun? Ufacık bir anın üzerine neleri kondurup da sil baştan yarattım seni. Olmadık zamanlara adını koyup, ismini yineledim. Bir gülüşü üstüme alındım mesela. Bir bakışı bana sandım. Kaçırılan bir göze niyetlendim. Bir söze kısmet dedim. Günahı oldum tek bir iç çekişle, pek çok kişinin. Bilmeden çok kişinin günahına girdim. Gelmesen de, yanlış bilsem de var dedim.

Ol istedim.
Kavganı verdim.
Vazgeçmedim.

Şimdi yine yüreğimin tutanakları bir bir ortaya serilmekte. İnanıp inanmamanın önemsiz kaldığı, senelerdir yüzünü görmediğim kayıp bir ruhun peşindeyim. Bir masanın başında, var denilen, yok bilinen bir ruhu çağırıyorum tek başıma;

“Ey aşk. Geldiysen eğer kulağıma fısılda...”

ayşegül dedi ki...

Maya'cııımm,canım maya'm..kalemine, yüreğine sağlık.bir solukta okudum. harikasın sen biliyosun di miiii :)

beenmaya dedi ki...

ben değil sensin harika olan :)))

geçen sene yayınladığım eski bir yazımdı ben de hatırladım sayende :))

http://beenmaya.blogspot.com/2008/09/isim-siz.html

Avram dedi ki...

Hiç bilinmeyen , hiç yaşanmamış duyguların hissedilmesinden yada yaptığının dışında sıradışı işler yapıyorum cümlelerinden her zaman korkarım...Ya değilse...Ya bir yanılsama ise.Ve karşımızdaki insanı da yanılsamaya sürüklüyorsa...Ya , O'na Rubicon nehirini geçirtiyor isek bu yanılsama ile.Ağırdır geri dönmesi , ağırdır pişmanlığın yükü.Sevmiyorum artık bu "hal"leri.Yol yorgununa çeviriyor karşımızdaki insanı da kendimizi de.Yazı güzel , yazıya yapılan ilk yorum daha da güzel.(Kızmayın ama öyle).:)

ayşegül dedi ki...

@KİNŞASA, olmuyor,olmuyooorrr.. Ben bıraktım artık.O bulsun beni :))

YASAL UYARI

Bu blogtaki yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilmeden kopyalanması,yayınlanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanununa aykırıdır ve suç unsuru oluşturur.